Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah’ım! Senden, seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine ulaştıran, amelleri yapmayı isterim. Allah’ım! Senin sevgini; bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl.”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Allah’ım! Harama bulaşmaktansa, helalinle yetineyim. Beni lütfunla senden başkasına muhtaç etme.”
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “Allah’ım! Yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlakımı da güzelleştir.”
Enfal suresi 8/20. Ayetin meali: “ Ey iman edenler! Allah’a ve resulüne itaat edin ve işittiğiniz halde ( Kur’ân’dan) yüz çevirmeyiniz.”
Haşr suresi 59/ 7. Ayetin meali: “ … Resulün, size verdiğini alın. Yasak ettiğinden vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çok şiddetlidir…”
Enfal suresi 8/27.ayetin meali: “ Ey iman edenler! Allah’a ve Peygambere hainlik etmeyin. Bile bile ( aranızdaki) emanetlerinize de hainlik etmeyin.”
Kalem suresi 68/1-4. Ayetin meali: “ Şüphesiz sen, çok yüce bir ahlak üzeresin.”
Bir bilinçli, bilge, samimi mümin ve Müslüman; hiçbir insana, Müslümana, hayvana, bitkiye, doğaya, dünyaya, varlığa, devlete, millete zarar- ziyan vermez. Verirse, ondan bilinçli bir Müslüman olmaz.
Bir Müslüman; Kur’ân, Peygamber sas. Sünnet, ilim, bilim dışına çıkarak; saçmalamaz. Absürt davranmaz. Bana Kur’ân yeter. Kur’ân Müslümanıyım, deyip; Hazreti Muhammed’i sas. Dışlamaz. Peygamberliğini reddetmez. Allah’ı kabul etmeme ile Peygamberimizi kabul etmeme; benzer sapıklık, saçmalık, sapkınlıktır. İnsanı zalim, kâfir, gâvur yapar.
Allah cc. Onlarca ayetinde; Hazreti Muhammed’e sas. Peygamber olarak uyun. İtaat edin, tabi olun, buyuruyor.
Müslümanlar, İslam Kur’ân yaşantısını; Peygamberimizden öğrenmektedir.
Allah cc. Kur’ân ’da ibadetleri yap, der.
Peygamberimizde nasıl, niçin yapılacağını yaparak, bildirerek, öğretir, eğitir, açıklar.
Namaz kılmayı,
Oruç tutmayı,
Zekât vermeyi,
Hac yapmayı,
Sadaka vermeyi,
Amel-i salih- iyi amel yapmayı, Müslümanların yükümlü tutulduğu ibadetleri yapmayı,
Temizlik yapmayı,
Abdest almayı, boy abdesti almayı,
Teyemmüm yapmayı,
İmanın ve İslam’ın şartlarının yapılmasını pratik, uygulama olarak peygamberimizden öğrenir.
Allah’ın kitabı teorik kitaptır. Sünnetler pratik, uygulamalı yöntemdir. Allah cc. Yap, der. Peygamberimiz nasıl yapılacağını öğretir. Peygamberimize nasıl yapılacağını ayrıca Cebrail- Cibril öğretmiştir.
Öyle ki, vakit namazların rekâtlarını bile peygamberimizden öğreniyoruz. Kur’an’da namazların rekât sayısı bulunmamaktadır.
Daha doğrusu; Kur’ân’ı Kerim’i de peygamberimizden öğrenmişizdir.
Peygamberi dışlayan, hadis ve sünnetlerini kabul etmeyenlerin ne kadar hain, kötü, çirkin, yalan, yanlış içinde olduğunu anlayınız. Bunlar daha çok akademisyenler, profesörlerdir. Kısacası satılmış zalimlerdir.
Oruç tutmayı, zamanını, şartlarını da peygamberimizden öğreniyoruz.
Zekât vermenin oranın, yüzde 2,5 olmasını, kırkta bir zekat verilmesini de peygamberimizden öğreniyoruz.
Hac yapmanın şartlarını, olmasını da peygamberimizden öğreniyoruz.
Salih- iyi amellerin yapılmasını da peygamberimizden öğreniyoruz.
Kur’ân yap der. Detaylı açıklama yapmaz. Peygamberimizden yapılmasını, işin- ibadetlerin detayını öğretir.
Peygamberimiz dışlayanlar, sünnetten söz etmeyenler; ibadetlerin yapılmamasını sağlamak içindir. Bir alçaklık, hainlik, İslam düşmanlığı, Müslümanlığın yaşanmamasını sağlamak içindir. İslam ve Müslüman düşmanlığının yapılmasıdır.
Peygamberimiz, İslam ahlakının eğitmeni, İslam dininin öğretmeni; kalp, beden, akıl, ruh temizliğinin kılavuzudur. Doğruluk ve dürüstlüğün lideri, Allah’ı ve mesajlarının kavratıcısıdır. Kul hakkının öğreticisi, ibadetlerin yapılmasının belletmenidir. Kur’ân’ı, insanlara bildirip, eğitmenlik, öğretmenlik yapan, peygamberdir.
Müslüman, aklını dosdoğru, gerçekçi, yararlı işlerde, en iyi, güzel kullanmalı. Müslüman aklını dinsiz, imansız, ahlaksız, zararlı yaratıklara teslim etmemeli. Kendine, aile halkına, milletine, devletine, vatanına zarar verecek her davranış; sapkınlık, sapıklıktır. İslam ile Müslümanlık ile ilgisi- alakası hiç yoktur.
Müslüman, kendinin ve başkalarının zarar- ziyan göreceği işlerde bulunmaz. Bulunursa ondan Müslüman değil, mankut olur. Mankuttan Müslüman olmaz.
Müslüman akıllı, zeki, bilgili, yetenekli, becerikli olmalı. Kendini ve ülkesini zenginleştirmeli.
Müslüman ülkesinde iş alanları açar. İstihdam oluşturur. Milletin yararına çalışır.
Üretim stratejik kalitede, çok verimde olmalı. Artı değer ekonomisi oluşturmalı.
Doğru, yerli, milli siyaset uygulamalı. İlmi gerçeklerde, dosdoğru politikalar uygulamalı.
Devlete memur, amir, müdür, yönetici seçerken; hain olan alçaklara görev vermemeli. Yetenekli, becerikli, girişimci, vatan, milletseverleri seçmeli. Haram, helal bilmeyenleri devlete sokmamalı.
En üst düzeyde vatanseverleri yönetime almalı. Hain olan alçakları elemeli.
Ahlaksız, maneviyatsız, kullanmaya uygun olanalar devlette yer vermemeli.
Müslüman her işi en güzel, iyi, doğru, yararlı yapar, yapmalıdır.
Müslüman, başkalarının ihtiyaçlarını çok farklı şekilde gidermeli.
İlim sahibi, ahlak sahibi olmayanlara yer vermemeli.
İlim, irfan, hikmet sahibi olanlara öncelik tanımalı.
Yönetimde olanlar halka zorluk, güçlük çıkarmamalı.
Devlet ahlaklı olursa millet ahlaklı olur. Millet ahlaklı olursa, devlet yöneticileri ahlaklı olur.
Bilgili insan, ahlaklı da olursa, üstün insandır.
Kur’ân ve peygamber sas. Ahlakı taşımalı. Diğerleri ahlak olmaz.
Müslüman kanaat sahibi olmalıdır. Bugün İslam’dan ayrı kalanlar, kanatsızıdır. Para hırsları, ihtirasları, aç gözlülükleri, kötü amaçları yüzünden; devletimiz ve milletimiz zarara uğratmaktadır.
İnsan çalıştığından, helal kazandığından başkasına göz dikmemeli.
Mümin her işte, görevde ölçülü, dengeli olmalı. İbadet yapmada bile ne aşırı gitmeli ne de geri kalmalı. Sadaka olarak; okul, cami, kurs, çeşme, yol, ağaç dikmek, yeşillendirmek, mavilendirmek, yararlı kitap, dergi, gazete, eser bırakmak çok önemlidir.
İslam dinine bağlı olmayanlardan, hayır gelmez.
Peygamberimiz sas. Buyuruyor: “ Bana iman etmeyen, Allah’a da iman etmemiştir.”
Müslüman iyi, güzel, yararlı işler yapmalı.
Müslüman, bencil, haksız haram kazanç, tembel, aşırılık yapan olmaz.
Pir Sultan Abdal der ki:
“Mecliste arif ol, kelam dinle.
El iki söylerse, sen bir söyle.
Elinden geldikçe, iyilik ede.
Hatıra dokunup, yıkıcı olma.”
Ebu Hanife Hazretleri der ki:
“ İlim, ezberlenen değerler değildir.
İlim kendinden yararlanılan bilgilerdir.”
Aziz Mahmut Hüdai hazretleri der ki:
“ Alan sensin, veren sensin, kılan sensin.
Ne verdinse, odur; daha neyimiz var.
Hakikat üzere anlayıp, bilen sen.
Ne verdinse odur, daha neyimiz var.”
Mehmet Akif Ersoy der ki:
“ Allah’a dayan, yardımına sarıl, hikmete ram ol.
Yol varsa budur, bilmiyorum başka yol.”
Yunus Emre der ki:
Ölümden ne korkarsın?
Korkma, sonsuza dek varsın.”
Hacı Bektaşi Veli der ki:
“ Beş şey mutluluğun kanıtıdır;
Doğru sözlülük,
Doğru davranış,
Doğru düşünce,
Doğrularla beraber olmak,
Ailesi ile helal kazanç peşinde olmak.”
Türk milleti büyük bir millettir. Büyük olan başarılı yöneticiler çıkarmıştır. Öyle ki; hem şehirleri imar etmiş, ihya etmişler. Hem nesilleri ihmal etmemiş, imanlı yapmıştır. Ama ne zaman imar etmeyi, nesli imanlı yapmayı becermemişler. O zaman devletlerini, şehirlerini, varlığını yitirmişlerdir.
Türkler bilinen tarih itibarıyla 16 imparatorluk – büyük devlet, 125 han, hanlık, beylik kurmuşlar. Bu başarılı gibi görünür ama aslında başarısızlığın sonucu bunlar olmuştur. Tüm Türk devletleri içteki, hainler çalma ve yıkımları ile yıkılmıştır.
Türkler, bilinen tarih itibariyle, 600 yılında Çin devletini yıkmıştır. Türklerden korunmak için Çin seddini, Çinliler kurmuştur.
1071 de Doğu Roma İmparatorlunu yenmiştir. Zaman içinde Anadolu’dan ve bölgeden çıkarmıştır.
1453 yılında Bizans’ı İstanbul’dan ve Anadolu’dan söküp, çıkarmıştır.
1918’de Avrupa- Haçlı saldırılarından Türkiye’mizi kurtarmıştır.
Daha saldırma cesareti bulamayan Haçlı zalim kâfir gâvurlar, Osmanlı’da olduğu gibi, terörü devletimizin başına salmıştır. İçteki, hainleri küçümsememeli. Tüm Türk devletlerini yıkan içteki kalleş hainler yıktığı gibi, 800 yıllık Endülüs medeniyeti de içten ki, saldırılarla yıkılmış. İçteki, hainlerin saldırılarıyla birleşen, 2 zalim Haçlı krallık, Endülüs medeniyetine son vermiş. Öyle ki, tek bir canlı ve tarihi eser bile bırakmamıştır. Düşman sadece silahlı mücadele vermez. İnsanların akıllarını, kalplerini, gönüllerini, niyetlerini, düşüncelerini bozar. Satın alır. Satın aldığı kişileri istediği gibi kullanır! İşte PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ… Gibi!
Her kılıktan kılığa girip; halkımızı, insanları aldatıp, kandırmaya çalışan dernekler, vakıflar, siyasi partiler, ideoloji mensupları vardır. Bunlar bilgilerini kötü yolda kullanmaktadırlar. Yaptıkları daha çok; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, vatan bütünlüğü, din- iman, Müslüman, insan düşmanlığıdır. Bu gibi, 2 bin yüzlülere aldanıp, kanmamak gerekir. Bunlar tarafından kötülükte, çirkinlikte, hainlikte, yıkıcılıkta kullanılmamak önemlidir.
Bir olgun, iyi Müslümanın ideolojik saplantısı asla olmamalı. Kur’ân, Peygamber sas. Bilim, hikmet, teknik, teknolojiden ayrılmamalı.
Bilimi, Kur’ân’ı, İslam dinini kendine kılavuz etmeli. Aklı bu değerlerle kullanmalı.
İslam dini düşmanlığı, Kur’ân, bilim, sünnet düşmanlığı yapanlardan uzak durmalı.
Hiçbir kimseyi, varlığı kırıp, asla incitmemeli. Her varlığı korumalı. Doğayı, çevreyi korumalı. Çevreci anlayışta olmalı.
Allah cc. Ve peygamberi sas. Ne dedi ise onu, bilimsel yol ve yöntemlerle yapmalı.
Allah cc. Haşr suresi 7. Ayette mealen buyuruyor: “… Peygamber size neyi verdiyse, onu alın. Size neyi yasak ettiyse, ondan sakının…”