( Yazılarım, “Bilimsel Makaledir.” Köşe Yazısı veya Deneme Yazısı değildir. Lütfen okuyup, bilgileniniz. Aydınlanıp, paylaşınız. Tebliğ ediniz. Tebliğ etme, farz ibadettir. Politik yazmıyorum. İlmi, bilimsel, hikmet dolu, en doğru, dosdoğru, gerçek, eğitim- öğretim, sanat, fikir, olay, olgu yazmaya çalışıyorum. Yazılarımda, Allah’ın hoşnutluğunu, insanların memnuniyetini kazanmaya, iki dünyada huzurlu mutlu etmeye gayret ediyorum. Başka hiçbir gayem, hedefim yoktur. 1999 yılından beri, 19 yıldır, yazarlığı hiçbir ücret almadan, sadece Allah cc. Rızası için, insanlığa, varlığa hizmet için gönülden, samimiyetle, hakça hukukça yapıyorum. Bana bu konuda yardımcı olanlardan, Allah cc. Razı olsun, inşallah)
İnsan dediğin; Allah, Kur’ân, peygamber bilecek. Aklını; din, iman, ilim, bilim, sanat, hikmet ile ortak akıl ile dosdoğru ilim kullanarak işletmeli. Her işine besmele ile başlamalı. Hamt ederek, şükrederek, dua ederek bitirmeli. Hakkı, hakikati bilmeli. Kabul etmeli. Hak, hukuk, adalet, doğruluk, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, insanlık ve Müslümanlıktan ayrılmamalı. İslam dininin hükümlerine, ilmin doğruluğuna ve gerçeklerine uyarak yaşamalı. İyiliği yayarak, kötülükleri azaltmalı. Kötülüklerin önüne geçmek için azami ölçütlerde mücadele vermeli. Kendini İslam öğretisi ve terbiyesi ile yetiştirip, en güzel ahlak ve edepte olmalı. Kendi için istediği iyiliği başkaları içinde istemeli. Hakka, hakikate karşı inkârcı, nankör, zalim olmamalı.
Zorluklar karşısında asla yılmamalı. Zorluklar azimle, gayretle, destek alarak aşılır. Ümidi kesmemeli. Ümitvar olmalı. “Her zorluktan sonra aklını doğru işletenler için kolaylık vardır.” Her sorun konusunda Ar-Ge yapmalı. İnovasyon yapmalı. İnceleme, irdeleme, destek alma yapmalı. Zor işler birlikte, işbirliği, güç birliği ile aşılır. Dua etmeli. Psikolojiyi sağlam ve sağlıklı tutmalı. Allah’ın şefkati, merhameti, müşfikliği, yardımı cömertliği sonsuzdur. Allah’a ve gerçek hakiki dosta güvenmeli. “ İlim ile birlikte din de mutlaka öğrenilmeli. Sadece din yetmez. İlimde Allah katındandır. İlimde öğrenilmeli. Sanatta Allah katındandır. Sanatta öğrenilmeli. Allah cc. Ve peygamberi; ilim öğreniniz, dediğinde, ilim ile din ayrımı yapmamaktadır. Bu ayrım daha sonra yapılmıştır.”
Başarılı olmak için ömrü, zamanı, vakti çok iyi değerlendirmeli. En güzel ve yüksek ahlak, edep, hayâ, İslam terbiyesi ile yaşamayı alışkanlık etmeli. Aksi halde yapılan ibadetlerinde bir anlamı, önemi, ağırlığı, değeri kalmaz. Allah cc. Bilinip, ibadet etmeli. Yarattıklarına iyilik, hizmet, yardım, infak etmeli.
Müslüman hoşgörülü, anlayışlı, empatili, yumuşak olmalı. Kur’ân bile yumuşak, tatlı, musiki dil ile okunur. İslam tatlı dil, güzler yüz, güzel davranış istemektedir. Sert, öfkeli, kızgın, taşkın, aşırı, geri olmamalı. Dosdoğru güzel olan orta yolda olmalı. İnsanların en hayırlısı olmalı. İnsanlara ilmi ve İslam dinini peygamberimizin buyurduğu gibi; “ Müjdeleyerek, nefret ettirmeyerek, kolaylaştırarak, zorlaştırmadan anlatmalı.” En güzel örnek olup, tebliğ etmeli. Allah’ın azabından korunmak için mutlaka hak hukuk ile dosdoğru yaşamalı. Cennete gitme yolunu öğrenmeli. Cehenneme giden yola girmemeli. Her şeyi Allah cc. İçin sevmeli. “Allah’ın sevmediğini sevmemeli.” Allah’a kulluk- ibadet ederek razı etmeli. Kurtuluşa erme yolunu öğrenmeli. Dünyaya boş gelip, günah, haram dolarak gitmemeli. Dostu, düşmanı çok iyi bilip, her türlü kötülükten korunmalı. Zalimlerle bir- beraber olmamalı. Hiçbir şekilde, direkt ve dolaylı biçimde asla destek olmamalı. Zalime destek olan zalimlerden olur. Peygamberimiz buyuruyor: “Kime benzerseniz, ondansınız. Onlarla haşrolunacaksınız.”
Allah’a hamt etme unutulmamalı. Zikretme, dua etme, ibadet etme asla unutulmamalı. “Kur’ân’ın ilk ayeti besmeledir. İkinci ayeti de âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamt etmektir.” Peygamberimiz; “hamt eden cennete ilk defa çağrılacaktır.” Sadece cennete gitmek için iman yetmez. İbadette- amelde gerekmektedir.
Hadis; “Allah’ı anmak kalplerin şifasıdır.”
Ayet: “ Allah insanları kendine ibadet etsinler, diye yaratmıştır.”
Akıllı olmalı. Gaflete, sapıklığa kesinlikle düşmemeli. Şaşırmışların, sapıtmışların yoluna gitmemeli. Nefse, şeytana uymamalı. Kişisel çıkar için hak yoldan sapıtıp, sapıtanlardan olmamalı. Dikkat etmek gerekir. Şeytan ve nefis insanı ansızın sapıttırabilir.
Namazsız din olamz. Âdem as. Peygamberden beri namaz, oruç, hac, zekât gibi ibadetler farklı şekillerde hep var oldu. İman etme, namaz kılmayı gerektirir. İmandan sonra en öncelikle yapmamız gereken ibadet; beş vakit namaz kılmaktır. İslam dini hükümleri, insanın tüm hayatının ihtiyacını karşılayacak şekildedir. İnsan sapıtmasın, gidip de; Hitler, Lenin, Stalin, Mao, Firavun, Nemrut gibilerini önder, lider, kılavuz edinmesin, diye; insanı yaratan Yüce Allah, yaşam kılavuzunu da peygamberlerle birlikte hep insana göndermiştir.
Allah’ın farzlarını yapmayan, peygamberinin sünnetlerini yapmayan veya inkâr eden kişi sapıtmıştır. Artık dosdoğru hak, hakiki yolda değildir. Ondan yarar, kâr, iyilik, hayır gelmez. Zarar gelir! Akıllı kimse olmak için; iki dünyanın kazanılması için çalışmak gerek. Nefse uyanlar, ahmaklardır. İnsanın esasta iki görevi vardır: 1-) Allah’a karşı görevlerini yerine getirme. 2-) Allah’ın yarattığı varlıklara karşı sorumluluklarını yerine getirmedir. Bu iki görev, insana verilen görev, sorumluluk, yükümlülüklerdir. Bunları alt başlıklar olarak tam anlamı ile dosdoğru öğrenip, gerçekleştirmeli.
Allah’ın bizden kendi için istediği tüm farz ibadetleri yapsak da, insanların hak hukukunu dikkate almadan, yaşarsak; cennete giremeyiz. İnanların, varlıkların üzerimize hak hukukları olması halinde cennete girilmeyecektir. Bu hak hukuk ödenmeden, cennete girilmeyecek. Araf denilen, cennet ile cehennem arasındaki bir yerde kalınacak, diye İslam âlimleri söylüyor.
Ülkemizde ve dünyada İnanlar birbirinin hak, hukukunu pek dikkate almamaktadır. Ülkemizde mahkemelerde 15 milyon mahkeme dosyasının bulunduğunu söylemiştim. Otuz ay önce apartman yöneticisi olarak, iki apartmanın dış cephe yalıtım mantolamasını yaptırdım. Mantolama ücretini senetle taksit yaptırmıştım. İş yapanın, paraya ihtiyacım var, demesi üzerine, 3,000 lirasını senedi almadan verdim. Karşılığında ; “ mantolama borcu yoktur,” yazılı bir para makbuzu ile bir de “yazılı kâğıt aldım.” Senedi getirmeyip, patronuna verdi. Patronu da icraya verdi. Bu yüzden 2 yıldan beri mahkemeye gidip, geliyorum. 6 defa dosya verdim. Sanırım 5 defa duruşmaya katıldım. Hala mahkeme sonuçlanmadı. Beni dolandıranın, dün İzmir’de 16 suçtan tutuklanıp, cezaevine konulduğunu öğrendim.
Kocaeli Adliyesi 5 katlı büyük bir binadır. Her gün insanlarla dolup, taşmaktadır. İcra dosyaları koridorlardaki dolaplara sığmayıp, yerlerdedir! Adli olaylar ise çok fazladır. İkide bir af getirilmesine rağmen cezaevlerinde 200,000 kişiden fazla insan vardır. Böyle bir toplumun iki dünyası cennet değil, cehennem olur!
Toplum, din, iman, ilim, insanlık, fazilet değerleri dikkate almadan hayvancasına yaşamaktadır! Bu toplum, kökü ile aslı ile astarı ile değişip, hakça yenilenmeli. Aksi halde böylesi bir milletten hayır gelmez. Yararlı değil zararlı bir toplum oluştu. “İyiliği olmayan, Allah katında sevimli olmaz. Allah cc. İyilik edenleri sever. Kendinin emirlerini tutup, yasakladıklarından sakınanları sever. Zalimi sevmez. Hakkı hakikati inkâr edeni sevmez.”
2017 yılında 940 bin senet protesto edildi. 7 milyon kişi borcunu ödemediğinden icralıktır. İcrada dosya sayısı 25 milyonu aştı. 2002 yılında da 23,3 milyon dosya vardı. Yargıtay’da 1.216.648 dosya vardır. Gazete, radyo, televizyon haberlerinde her gün onlarca suç işlendiği gösterilmektedir. Böylesi bir toplumun İslam, mümin, Müslim, Müslüman sıfatı ne kadar kaldı? Cevabi sizler veriniz. Elin yabancı adamının ülkesinde bu kadar sosyal facia yaşanmamaktadır. Nerede Müslümanlık? Gâvurluğun rezilliği aldı, başını gidiyor? Toplum ve devlet yeniden yapılandırılmalı. Bu devlet sistemi ile devlet işleri yürümüyor. Toplum yönetilemiyor. Güzel tasarlanıp, planlanmalı, projelendirilmeli.
Senet karşılığı alışveriş yapılmamalı. 2015 yılında Belarus’a gittim. İki ay kaldım. Oğlum ve ailesi 6 yıldır orada iş yapmaktadırlar. Orada, senetle çalışılmamaktadır. Peşin para ile iş yapılmaktadır. Mal mı alacaksın. “Alacağın kişinin banka hesabına para yatırılır. O da malı evrak ile birlikte kargo ile gönderir. Sende kargodan aldığına dair belgeyi imzalayıp, gönderene iletirsin.” İş bu kadar basittir.
(Dünyanın en çok alkol kullanan ülkesi olmasına rağmen adi sosyal olaylar azdır. “Herkes evinde içer ve sızar.” “ Yabancılar trafik suçu işlerse, sınır dışı edilir. Kendi vatandaşı trafik suçunu yılda 3 kez işlerse, taşıtına el konur.” Her iş kontrole bağlıdır. Kontrolsüz iş yapmak yasaktır. “Vergi kaçıranın tüm serveti, malı elinden alınır. Dolmuşçuluk yapanlar bile fiş kesmektedir.” Bir işyeri açarken, işyerinin her konuda denetimini yapan memur ve görevli vardır. Bu kontroller her ay yapılır. “Her ay işyerinin elektrik tesisatı kontrol edilir.” İşyeri dizaynını devlet memuru yapar. Bunun karşılığında iş sahibinden ücretini alır. Ticaret yapan kişi her gün kazandığı parayı devlet bankasına yatırır. Zaten özel sektör bankalar yoktur. Bankadan yüklü para çekerken, sorgulama yapılır. Devlet bir sistem kurmuş, devam ettirilir. Öyle bizdeki gibi bozgunculara, yıkıcılara, anarşistlere, şiddetçilere, teröristlere fırsat verilmez. Yapan kaybolur! Bizdeki gibi 123 terör örgütü ile birlikte onları koruyup, kollayan, gözeten 100 kadar siyasi parti, yüzlerce dernek, vakıf olmaz)
Bizde, “Ankara’da kalıcı pazar yerindeki binalara seyyar kablo ile elektrikler çekilir!” Elektrik kontağından tüm Pazar yerindeki 200’den fazla işyeri yanar. Devlet bedelini öder. Ankara Belediyesi işyerlerini milletin parasından tekrar yapar. Yanı ülkemizde doğru dürüst olanlar; kaçak, zararlı, yankesicilik yapanlara çalışmaktadır. CHP, DSP iktidarında 26 özel bankanın içi boşaltılır! Devlet, milletin parasından, müşterilerin parasını öder. Halkın belli bir miktara kadar bankadaki parası devlet garantisinde olduğundan, bu sürekli yapılır. Ülkemizde şimdiki zenginlerin %95’den fazlası haramzadedir. Belki %1’i bile helal kazanmamıştır. Zaten ülkemizde ticaret yapanlar helal, haram kavramlarına ya inanmazlar ya da inansa da gerçekleştirmezler.
24 Haziran 2018 günü Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi var. Siyasi parti temsilcileri devletin malını, mülkünü, servetini dağıtmakla yarışıyor. Abuk sabuk, saçma sapan, akılsızca propaganda yapıyorlar. Bir haftadır mitinglerde yaptıkları propagandalardan birkaç tane sunmak istiyorum.
Meral Akşener- İYİ PARTİ: “ 5 milyon işsize vatandaşlık aylığı bağlayacağım. 4,5 milyon kişinin kredi borcunu bir kalemle ödeyip, sileceğim. İstanbul 3. Boğaz köprüsünü yıkacağım. Devletin ve özel sektörün 480 milyar dolar borcu var. Devlet ve özel sektör batıyor.”
( Bankalara 2017 yılı itibarı ile 18 milyon kişinin 426 milyar lira borcu vardır. 52 milyon vatandaş, 172 milyon adet kredi kartı kullanmaktadır. T.C. Devleti’nin 2017 yılı bütçesi 762,8 milyar liradır. Bir Amerika Dolarda yaklaşık 3,2 liradır.)
Muharrem İnce- CHP: “Tüm yatırımları durduracağım! Öyle köprü, yol, tünel yapmayacağım. Kanal ve beton ile uğraşmayacağım. Kim o köprü, tünellilerden geçti? Ben İstanbul’da köprüden birkaç kere geçtim. Siz geçtiniz köprülerden, tünellerden geçtiniz mi? Miting alanından gelen cevap; geçmedik! Yerli otomobili yapmayacağım. Öyle ilkel işlerle ilgilenmem. Kana İstanbul’u yapmayacağım. Biz öyle kazma, kürek ile uğraşmayız. Kanal açma, beton dökme yapmayız. Cumhurbaşkanlığı Külliyesini ve diğerlerini yıkacağım. Vergileri indireceğim. Öğrencilerin tümüne 23 Nisan ve 19 Mayısta aylık vereceğim. Öğrencilere karşılıksız bur vereceğim, diyor. Üniversitelerde 7,8 milyon üniversite öğrenci var. Dini bayramlarda 12 milyon emekliye birer asgari ücret ikramiye vereceğim. Köy okullarını tekrar açacağım. Şehirdeki insanları köylerine göndereceğim. Tarım yapacaklar, diyor. Tika’yı kapatacağım, diyor. Tika, Osmanlı’nın egemen olduğu topraklardan 25 ülkedeki tarihi ve kültürel eserleri onarıyor. Halka hizmet ederek, Türk ve Türkiye sevgisini canlı tutmaya çalışıyor.
Türkiye, bütün terör örgütlerinin; FETÖ, PKK, DAEŞ, DHKP-C, diğer 10 komünist terör örgütü, Türkiye’ye karşı 20 Temmuz 2016 günü harekete geçip, terör saldırılarını ortak ardı ardına yapmaya başladılar. Bir terör saldırısında bir defada bile 100 kişiden fazla sivil halkımızı bombalı saldırılarda kaybettik! Bunun üzerine Türkiye’de karşı harekâta başladı.
“Suriye- Cerablus, El Bab bölgesinde, 2016 yılında, Fırat Kalkanı adlı askeri harekâtla 3,000 IŞID- DAEŞ teröristini etkisiz hale getirdik. 72 askerimizde şehit düştü. Harekât 6 ay sürdü. İki bin kilometre kara alan teröristlerden tamamen temizlendi. ”
“Suriye – Afrin’de 2016 yılında Zeytin Dalı askeri harekât başlattı. Üç ay içinde 4,500 PKK’lı teröristi etkisiz hale getirildi. Harekât 3 ay kadar sürdü. 55 askerimiz şehit düştü. Tüm şehitlerimize her zaman dua ediyorum. 2,000 km2 kadar alan tamamen PKK’lı, Amerikalı, Avrupalı, batılı teröristlerden temizlendi. Muharrem İnce, Bu hareketi yapan 2. Ordu komutanının apoletlerini sökeceğim. Emekliye ayıracağım, diyor. Milletvekillerinin tamamı hırsızdır! Tabii hırsız olmayan bazıları da vardır.”
Bugün 02.06.2018 günüdür. Askerimiz, Irak sınırları içinde terörü etkisiz hale getirmek için şu anda operasyonlarını sürdürüyor. Irak sınırı içinde 40 km. ilerledi. On kadar terör kampını yok etti. PKK terör örgütünün en çok yuvalandığı Kandil sıradağlarının eteklerine ulaştı. 400 PKK ve diğer bölücü ve satılmış komünist terörist etkisiz hale getirildi.
Yurdumuzda da aralıksız terör operasyonları aralıksız sürdürülüyor. Her taşın altı, mağara, in, yer altı sığınaklar tespit ediliyor. Terör bitirilmek aşamasına gelmiş durumdadır. 1968- 1980 yılları arasında 10 bin insanımızı terör yok etti! 1984 - 2018 yılları arasında 50 binden fazla insanımızı terör öldürdü! 1 (bir) trilyon dolardan fazla maddi kaybımız oldu. Terör bölgesi 23 İl, kalkındırılamaz hale getirildi. Artık bu insanlık dışı yaratıklar temizlenmektedir elhamdülillah. Türk, Türkiye, İslam, Müslüman, insanlık düşmanlarını işte bu korku sardı.
( Ülkemizde 2017 yılı itibarı ile 235 milyar dolarlık yatırım devam etmektedir. Ülkemiz otomobil ihracatından 35 milyar dolar kadar gelir elde etmektedir. En çok gelir getiren sektördür. Oysa kendi bir otomobilden 100 dolar, bir televizyondan 40 lira kazancımız oluyor, diyor. Avrupa’nın en büyük televizyon üreticisiyiz. Bir taşıtı birkaç milyon liraya satıyoruz. Karı 100 dolar mı olur? Bir televizyon 3- 4 bin liradan satılıyor. Kazancı 100 lira mı olur? Yatırımları durdurmaktan, yıkmaktan söz ediyorlar. Vergiler azaltılacak. Ama herkese aylık vaadi yapılıyor! Ülkemizde 27 milyon kadar öğrenci var. Onlara yılda iki defa aylık verilecek. 12 milyon emekliye de dini bayramlarda 2 defa asgari ücret tutarında ikramiye verilecek! Köy okullarını açacaklar! Eskisi gibi orada bir öğretmen görevlendirilecek. O öğretmen 5 sınıfı bir dershanede okutacak da, o çocuk geleceğe hazırlanacak! Şehirdeki insanları köylere gönderip, tarım yapacaklar. Oysa köylerde zaten 5,2 milyon kişi parçalanmış, kısıtlı arazide artım yapmaktadır. Pek ekilip, biçilmeyen, işlenmeyen tarım arazisi de yok. Oysa ülkemizdeki tarım arazileri çok bölündü. Verimli tarım yapılamaz haldedir. Zaten tarım yapan 5,2 milyon insan var. Bu tarım yapmaya yeterlidir. Ülkemizde ekilmeyen, işlenmeyen toprak yok gibidir. Köyden göçen insanların arazilerini köyde kalanlar işlemektedir.)
Temel Karamollaoğlu SAADET PARTİSİ: “Bu Milli Görüşçü olduğunu söylüyor. İslam ve Müslümanlığı alabildiğine kullanıyor. Yeri geldiğinde partilerinde “Mercümek” yolsuzluk olayları oluyor. Parti görevlileri, yüksek kâr payı vaadi ile yurt içi ve yurt dışında 72 holdinge, 3 milyon müminin parasını iç ettiriyor! Bu olay 1990 yıllarında oldu. Hala 3 milyon mümin paralarını holdinglerden alamadı! Bu da yatırımları tamamen durduracağını söylüyor. Vergileri azaltacak. Aylıkları artıracak. Devlet batıyor. 480 milyar lira borcu var. Devlet borçlu. Özel sektör borçludur. 480 milyar dolar borcu var. Devlet batıyor. Devleti, milleti biz kurtaracağız. Yatırımların hepsini durduracağız. CHP iyi bir partidir. Din, Müslüman düşmanı değildir. Ben onda öyle bir düşmanlık görmedim. Hükümeti değiştirin.”
( Buda, Fetö gibi dini, Müslümanlığı kendi kirli çıkarı için kullanıyor. CHP, Fetö, PKK terör örgütlerinin devamları ile işbirliği, ittifak içinde seçime gidiyor. 1973 yılında CHP ile bir hükümet kurdular. Hem ekonomik çöküntü yaşandı. Hem de anarşi, şiddet, terör arttı ve 1980 yılına kadar devam ederek; milleti, memleketi perişan etti! Doğruluktan, dürüstlükten söz ediyorlar ama parti içinde “Mercümek yolsuzluğu” ve 1990’lı yılarda kendi taraftarlarını yüksek kâr vaadi ile aldatıp, 3 milyon kişinin parasını 72 İslamcı holdinge aktarıp, iç ettirdiler. Bu da yatırımları durduracağında söz ediyor. Bu partinin 1969 yılından beri saçma sapan, ahmakça konuşmaları yüzünden mümin Müslümanlar çok zarar gördü. Kendilerinin de 5 defa siyasi partileri kapatıldı. O siyasi partileri kapatanları, zalimlik edip, müminlere zulmedenleri şimdi dost ve ittifak edinmişler!)
Doğu PERİNÇEK- VATAN PARTİSİ: “ Vatan Parti’sinden Cumhurbaşkanı adayıdır. Daha önceki siyasi partisinin adı; İşçi Partisi’dir. Gençliği TGB, Aydınlıkçı gençlerdir. Maocu komünisttirler. Tüm terör örgütleri ile sokak eylemlerinde ve üniversitelerde yakar, yıkar, yok ederlerdi! Şimdi partinin adını, Vatan Partisi olarak değiştirdiler. Mao posterleri ile miting yapmıyorlar. Ulusalcı, Kemalist olmuşlar. Ama Kemalizm yanında; Marks, Lenin, Mao da bırakılmış değildir. Her dalda oynarlar. Ak Parti Hükümeti’nin 16 yılda yaptığı hizmetleri, biz yaptık, diyorlar.”
Selahattin Demirtaş- HDP: “ PKK terör uzantısı olan, HDP Genel Başkanıdır. Terör suçunda şu anda Edirne Cezaevi’ndedir. 50 binden fazla insanımızı öldüren, küresel ölçekte bir ve de birkaç terör örgütünün talimatları ile hareket etmektedir. “2013 yılı 6-7-8 Ekim 2013 Kurban Bayramı açıklamaları ile özellikte Diyarbakır’da kendinden olmayan, mümin 53 kişinin işkence ile öldürülmesinden ve öldürüldükten sonra cesetlere işkence edilmesinden sorumlu tutulmaktadır.”
2016 yılında yine kendinin, siyasi partinin, Kandil’den gelen talimatlarla, PKK teröristleri dağlardan indi. Şehirlerde hendek, barikat, çukur kurarak, şehirlerde terör yaptılar! Güneydoğu İllerinde, İlçelerinde devam eden bu şehir terörünü bastırmak için 532 asker, polis, korucumuz şehit oldu. 300’den fazla sivil bölge vatandaşımız şehit edildi. Binlerce konut kullanılamaz hale geldi. Şehirin kanalizasyonlarını, binalarını tünellerle birbirine bağlayıp, havaya uçurdular. Buralardan asker ve polislere ateş açtılar. Tarihi camileri özellikle yaktılar. Bu olaylarda 7,000 kadar teröristte etkisiz hale getirildi. İlk defa asker ve polisimiz şehirde teröre karşı topyekûn bir mücadele verdi. Asker, polis ve güvenlik korucularımız, ordudan ve emniyetten hain subaylar ayrıştırıldıktan sonra çok başarılı olmaktadır. Kendilerine selam, minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Okullar, hastaneler, camiler, kütüphaneler, parklar, bahçeler, konutlar, evler, insanlar çok büyük zarar gördü! Her İl’e şu anda hükümetimiz bu nedenle 10 milyar dolarlık yatırım yaparak, yıkımın izlerini silmeye çalışıyor. 180 bin konutun yapımı bitmek üzeredir. 200 bin konutun yapılmasına da başlandı. Bazı konut, ev, okul, cami, hastane, kütüphane, park, bahçe, cadde ve sokakların imarı bitirildi. Halk özgürlüğü yaşamaya başladı. Terörün şiddeti, baskısı ve terörü bitirildi, Suriye ve Irak içindeki teröre karşı askeri mücadele devam etmektedir. CHP, İYİ PARTİ, SAADET, Bu PKK ve Fetö uzantıları ile ittifak halinde seçime gitmektedir. Allah cc. Akıl, fikir, hidayet isteme, arzusu verir, inşallah.”
Recep Tayyip ERDOĞAN- AK PARTİ: Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti’den 12 yıl Başbakanlık, 4 yıldır da Cumhurbaşkanlığı yapmaktadır. Kendinden önce Cumhuriyet tarihinin 79 yılında, 65 hükümet tarafından yapılan tüm hizmetleri 3 – 5 – 10 - 20’ye katladı. Bazı alanlarda hiç olmayanı yaptı. Millet ihya oldu. Vatanımız, yurdumuz, memleketimiz, devletimiz, ülkemiz bayındır hale geldi, imar edildi. Milletimiz hizmet, iyilik, yardım, infak gördü. Her şey daha güzel oldu. İnsanlar başkalarından bu hizmeti görmediği için; “yaparsa Ak Parti yapar,” diyor. On binlerce hizmet yaptı. Eksikleri de mutlaka oldu. İnşallah bu eksikleri gelecek dönemde giderecek, inşallah. Gidereceğine inanıyorum. Çünkü niyet hayır olursa; işler, eylemler, davranışlar, hizmetler iyi, güzel, doğru, yararlı olur.”
Bu zararlı öğeler, doğru olanların iyiliklerini, hizmetlerini, yardımlarını, infaklarını inkâr etmektedirler. Bugün İlçemizde “Bilim ve Teknik Sergisi” adı ile liseli öğrencilerin açtığı sergiyi gezerken, bir Bayan Tarih Öğretmeni ile karşılaştım. Tarih konusunda konuşurken, dedi ki: “ Osmanlı, saltanatını korumak için Türk aşiretlerini yok etti. Saltanatına karşı güç olsun, istemedi. Kâzım Karabekir, halka karşı savaştı. “M. Kemal, Faşist bir kişi idi. İsmet İnönü de komünistti. İkisi ile de gurur duyuyorum.” 1950 yılına kadar çok güzel bir devlet yönetimi vardı. 1950 yılında Adnan Menderes ile bu düzen bozuldu. Onun için devlet erkânı onu idam etti.” Bu konuşmaları 7-8 kadar kendi öğrencilerinin yanında bana anlatıyor. Hem de kızıyor. Köy Enstitülerini övüyor. Bana saygı duymadığını anlatıyor. Bende ona dedim ki; sen faşiste ve komüniste saygı duyuyorsun. Övüyorsun. Takdir ediyorsun. Ben saygı duymuyorum, demiyorum da, sen diyorsun. Sen tarihi bu şekilde mi öğrencilerine anlatıyorsun? Öğrencilere de, her söylenene inanmayın, araştırma yapın, dedim. Mesele daha uzamasın, diye onlardan ayrıldım.
Birkaç gün önce “Atatürkçü Düşünce Derneği’nin” resmi internet sitesinde de; “ Başbakan Adnan Menderes’in idam edilmesinin haklı olduğu bağlamında bir yazı yayınladı. Cumhuriyet Savcılığı darbeyi övme, sahip çıkma nedeni ile soruşturma başlattı. Bunlar cuntacı, darbeci, kan akıtıcı, kan dökücü, devrimi kan dökerek yapma idealinde olan, her darbeye destek veren ve sebep olan kişilerdir.
Gelelim, yine Cumhurbaşkanı adaylarının vaatlerine! Öyle bol boş keseden atmakla olmaz. Verilecek olan paranın kaynağı olmalı. Para olmalı. Devlette, aile bütçesi, şirket gibi yönetilmeli. Olduğu kadar harcama yapılmalı. Aşırı harcama iflas ettirir, müflis yapar. Devletin ise pek işletmesi yok. Nereden ne bulacaklarda, dağıtacaklar, bilmem. Zaten devlet alabildiğine sosyal hizmet yapmaktadır. Yurt içi ve dışında sosyal hizmet yardımı ile dünyada ülkemiz ilk sıradadır. Daha fazlası doğruda değil, uygunda değildir.
2017 yılında devlet bütçesi 762,8 milyardır. Bunun bir kısmı faiz giderlerine, yatırımlara, kamu harcamalarına, kamu görevlilerinin aylıklarına, emeklilere, sosyal yardımlara gitmektedir. Sadece engellilere 8,720 milyar lira yardım yapılmaktadır. Sadece SYDV 2,8 milyar lira yardım yaptı. Toplam 18,371.000 kişiye yardım yapıldı. 1,3 milyon kişiye düzenli sosyal yardım yapılmaktadır. Öğrenciler, dullar, yaşlılar, engelliler, muhtaçlar yardım almaktadır. “Toplam sosyal yardım yurt içinde 30 milyar liradır.” “ Yurtdışında ise 7 milyar dolardır = 22 milyar lira kadar bir para eder.” Bundan fazla devletimizin bu mali durumu ile sosyal yardım vermesi doğru değildir. Her işi dengeli, ölçülü, tartılı, hassasiyetle dosdoğru ve gerçekçi yapmalı. Öyle sarhoş kafasızlıkla- kafayla atmakla, tutmakla olmaz.
Din- iman, İslam, mümin, Müslüman, vatan, millet, devlet, bayrak, özgürlük, bağımsızlık, insanlık, ilim, bilim fazilet değerlerine karşı düşmanlık eden; anarşistlere, bozgunculara, teröristlere, katilerle, kahpelere, alçaklara, düşkünlere, katliamcılara, işbirlikçilerine, destekçilerine asla, katiyen, kesinlikle, asla ve kat’a zere kadar yönelmeyiniz. Direkt ve dolaylı destek olmayınız. Milli, manevi, dini, ilmi, insanlık, evrensel fazilet değerlerine tüm samimiyetle Allah cc. Rızası için sahip olunuz. Hakk’ın dinine sımsıkı sarılınız. Bölünüp, parçalanmayınız. Mümin ve Müslümanlar olarak dost ve kardeş olunuz. Hakkı hakikati her an tebliğ ediniz. Bu da Allah cc. Emridir.
Devletimiz en büyük yatırımı; Maliye Bakanlığı, M.E. B. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Emniyet, Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı’na yapmaktadır. Ulaşımda öncelikle pay almaktadır.
Sanırım eskisi gibi bunlar kendilerine devletin servetini dağıtacaklar. Birbirine düşmanlığı 1839 yılından beri yapan bu kişiler; Ak Parti düşmanlığı yapıyorlar. Terör uzantıları ile olsun, hainlerle olsun, dolaylı ve direk işbirliği içinde, yıkım çalışmasının sürdürüldüğü söyleniyor! Allah cc. Hidayet verir inşallah. Bunlara da hidayet isteme, niyeti ve girimi oluşur, inşallah.