Refik Anadol’un, Akbank Genel Müdürlüğü için özel olarak tasarladığı sanat eseri, iş ve sanat dünyasının önde gelen isimlerinin buluştuğu özel bir resepsiyonla yerini aldı.

Dünyanın önde gelen medya sanatçılarından Refik Anadol’un, Akbank Genel Müdürlüğü’nün mimari dönüşüm sürecinin bir parçası olarak bankaya özel tasarladığı sanat eseri, özel bir resepsiyonla yerini aldı. Anadol’un sanat, bilim ve teknoloji arasındaki dinamik ilişkiyi geleceğe taşıyan eseri, iş ve kültür sanat dünyasının önemli isimlerini göz alıcı bir ışık ve renk yolculuğuna çıkardı.

Konuya ilişkin yaptığı açıklamada Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, “Türkiye’nin dijital sanatta dünya markası olan Refik Anadol’un eşsiz sanat eserini Akbank’ın merkezinde sergilemekten dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Dünyanın önde gelen bankalarının merkezleri artık sanatla iç içe ve sürdürülebilirlik anlayışı doğrultusunda şekilleniyor. Biz de genel müdürlüğümüzde tam olarak bunu gerçekleştirdik ve dönüşümün kalbine Türkiye’nin gururu Refik Anadol’un eserini koyduk. Akbank’a özel olarak hayata geçirilen bu çalışma, Türkiye’deki ilk kalıcı yapay zekâ eseri olma özelliğini taşıyor. 60 milyonun üzerinde pikselle ve 220 metre kare alanıyla da dünyadaki en büyük kalıcı 3 Refik Anadol yapıtı arasında yer alıyor. Akbank’ı bütün yönleriyle yansıtan eserde, sürdürülebilirlik vizyonumuz ve yoğun dijital işlem trafiğimiz Anadol’un dokunuşuyla sanata dönüşüyor. Akbanklıların anılarından da yola çıkarak; tarihimizi, özel hatıralarımızı ölümsüzleştiriyor. Anadol’un bu eşsiz çalışmasını Türkiye’ye kazandırmış olmaktan gurur duyuyoruz. Bundan sonra, uluslararası yatırımcılar ve misafirler geldiklerinde, karşılarına ilk olarak dünyaca ünlü bir Türk sanatçısının eseri çıkacak. Böylelikle ülkemizin uluslararası tanıtımına katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. Bizler de her gün sanatın güçlü etkisi altında işimize başlayacak olmanın, Anadol’un eserinden ilham alarak ülkemiz için değer üretmeye koyulacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Artık genel müdürlüğümüz bir finans merkezi olmanın ötesinde; bir sanat ve sürdürülebilirlik merkezi. Genel Müdürlüğümüzdeki büyük dönüşüme, vizyonu ile hayat veren Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı’ya çok teşekkür ederim. Ve tabii ülkemizin medarı iftiharı Refik Anadol’a da bize özel hazırladığı eser için ayrıca teşekkürlerimi sunarım” dedi.

Refik Anadol şöyle konuştu: “İstanbul’a, şehrin kültürel ve doğal ritmine derinden uyum sağlayan bir eserle dönmek büyük bir onur. Bu eseri, Akbank’ın kurumsal hafızası ile İstanbul’un doğal döngülerinin bir birleşimi olarak hayal ettim. Bankanın arşivlerini İstanbul’un doğal ortamıyla harmanlayan geniş bir veri seti aracılığıyla, proje izleyiciyi, veri ile ilişkisini yeniden düşünmeye davet ediyor. Eser veriyi yalnızca bir bilgi kaynağı olarak değil, aynı zamanda daha derin ve manalı bağlantılar kurmanın bir aracı olarak görmemizi hedefliyor. Bilim, sanat ve teknolojiyi bir araya getiren bu yapay zeka eseri estetik açıdan ilgi çekici bir deneyim oluşturmanın yanı sıra teknoloji, doğa ve hafıza arasında kökleri İstanbul’un kalbinde yer alan bir diyalog kuruyor. Bu projenin hayata geçmesinde önemli bir rolü olan başta Suzan Sabancı olmak üzere tüm Akbank yönetimine Türkiye’de sanatın ve sanatçıların gelişimine verdiği değerli desteklerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Eser hakkında şu açıklama yapıldı:

Yaklaşık 6 yıl önce yapımına başlanmıştı, önümüzdeki yıl Ramazan’da hizmete girmesi planlanıyor Yaklaşık 6 yıl önce yapımına başlanmıştı, önümüzdeki yıl Ramazan’da hizmete girmesi planlanıyor

’’Anadol’un dijital heykelleri, insan-makine işbirliklerinin üretici potansiyelini ve çoklu duyuları nasıl harekete geçirebileceğini araştırıyor. Etrafımızdaki bilgileri ana malzeme olarak kullanarak yapay zeka sinir ağını işbirlikçi bir unsur haline getiren Anadol, insanları fiziksel dünya, algoritmik tasarım, kolektif sinestezi ve sanatın iyileştirici gücüyle olan ilişkilerini yeniden düşünmeye davet ediyor.

Bu sanat eseri, meditasyona yönelik ve çok duyulu bir deneyim oluşturmak amacıyla canlı renkler, şekiller ve soyut desenler barındırıyor. İstanbul’un hava durumu bilgileri ve dünyanın farklı mercan ekosistemlerinden toplanan görselleri içeren bu bilgi kümesi, doğa ve tarih anılarını bir araya getiren bir çıkış noktası olarak yapay zekanın eğitilmesinde kullanılıyor. Bu birleşim, İstanbul’un sularla çevrili doğal yapısını ve kent merkezinin karmaşık ritimlerini temsil ediyor. Ortaya çıkan dinamik eser, izleyiciyi estetik, doğa ve bilim arasında oluşan ilişkileri sorgulamaya teşvik ediyor.

Anadol ve ekibi, bu geniş bilgi kümesinden yararlanarak oluşturdukları alt gruplarla özgün bir makine öğrenimi modeli eğitiyor. Akbank arşivleri ve doğa bilgilerini göz önüne seren eser, kolektif hafızanın izlerinden yola çıkarak bilgileri görselleştiren bir makinenin etkileyici ve düşündürücü bir deneyim oluşturmasını sağlıyor. Görsellerin akışkanlığı, bu bilgilerin dijital bir sentezini sunarak insanlığın, doğanın, estetiğin ve teknolojinin bir arada örüldüğü çağdaş dünyanın çok katmanlı yapısını temsil ediyor.

Bölüm 1: Akbank Arşivleri

Eserin ilk bölümünde, bankanın arşivlerinin görselleştirilmesi dijital tuvali canlandırıyor. Her hat ve düğüm, kurumun istikrarlı büyümesine önayak olan ticaret ağlarını temsil ediyor. Görselleştirme, zaman içinde ticaretteki dalgalanmaları renk ve dokuların değişmesiyle yansıtacak şekilde evriliyor. Sonuç olarak, bankanın tarih boyunca yolculuğunu en son teknolojiyle sunan zengin bir görsel alan ortaya çıkıyor.

Bölüm 2: Akbank Hatıraları

Bu bölümde, Anadol ve ekibi, binanın ve kurumun tarihindeki önemli olayların fotoğrafik anılarını kullanıyor. Eser, bu anıların izdüşümlerinden oluşan bir kolaj aracılığıyla, mimariyi, kutlamalardan ve dönüm noktalarından fotoğrafları ve günlük olayları harmanlayarak ilerliyor. Bu görsel anlatı, doğrusal hikayesi anlatmakla kalmayıp, kurumsal kültürün, kolektif anıların ve iş yerindeki paylaşılan deneyimlerin özünü de kapsıyor. Bankanın kimliğini şekillendiren kolektif anılara bir saygı duruşu niteliği taşıyor.

Bölüm 3: İstanbul Rüzgarları

İstanbul’un Rüzgarları, Refik Anadol Studio’nun uzun vadeli bir araştırma girişimi olan Yapay Zeka Veri Heykeli: Rüzgar projesindeki en yeni seridir. Bu seri, İstanbul’un çeşitli bölgelerine yerleştirilen gerçek zamanlı API hava durumu sensörlerinden rüzgar hızı, yönü, rüzgar dalga desenleri ve sıcaklık verilerini toplayan bir veri setini kullanır. Sanat eseri, verileri deneysel akışkan hareket estetiğine dönüştürerek çevre ile şehir arasındaki etkileşimlerin akışkanlığını yorumlar. İstanbul’un Rüzgarları, şehrin doğal ve kentsel manzaralarının özünü yakalayarak İstanbul’un hareketli yaşamını rüzgar aracılığıyla temsil eder.

Bölüm 4: Mercan Rüyaları

Refik Anadol’un Mercan Rüyaları eseri, mercan görüntülerinden oluşan kapsamlı bir veri setine dayanan ve iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulamayı amaçlayan bir yapay gerçeklik simülasyonudur. Bu mekana özgü Veri Heykeli okyanus ekosisteminden ve mercan resiflerinin tehlikede olmasından ilham alır. Anadol bu eserle 100 milyondan fazla mercan görüntüsünü ham veri olarak kullanır ve yapay bir okyanus ortamı tüm dünyayı etkileyen bir çevresel gerçeğe dikkat çeker.’’

Kaynak: iha