İzmir

1 asırdır İzmir’de işletiliyor, bu bakkalı görenler tarihe yolculuk yapıyor

İZMİR’DE YAŞAYAN ALİ HAYDAR AYLA, YAKLAŞIK 600 YIL ÖNCE İMARETHANE OLARAK İNŞA EDİLEN KUBBELİ YAPI İÇERİSİNDE, 100 YILDIR BAKKAL OLARAK HİZMET VEREN DÜKKANINI İŞLETMEYE DEVAM EDİYOR.

Abone Ol

İzmir’de yaşayan Ali Haydar Ayla, yaklaşık 600 yıl önce imarethane olarak inşa edilen kubbeli yapı içerisinde, 100 yıldır bakkal olarak hizmet veren dükkanını işletmeye devam ediyor.

İzmir’in Menemen ilçesinde adını, içinde bulunduğu ve 600 yıl önce türbeye imarethane olarak yapılan kubbeli yapıdan alan ‘Kubbeli Bakkal’, 1 asırdır bulunduğu yerde hizmet veriyor. Türbenin yanında bulunan, kapı ve çerçeveleri ahşap ile çevrili olan yapı, ilk olarak Ermeni bir eczacı tarafından kullanıldı. İlerleyen süreçte aş evi ve şekerci olarak işletilen bina, daha sonra Hüseyin Ayla tarafından satın alınarak bakkala dönüştürüldü. Günümüzde ise Ayla ailesinin 3. kuşak temsilcisi 67 yaşındaki Ali Haydar Ayla, geçimini bu bakkaldan sağlamaya devam ediyor.

Dükkandaki her şey orijinal: Makas 153, terazi 90 yıllık

Dükkanın yapısı dışında içerisinde kullanılan bazı malzemeler de antika niteliğinde yer alıyor. Üzerinde 1871 yılında üretildiği yazan makas hala kullanılırken, müşterilerin satın aldığı ürünler ise üzerinde 34 mührü yer alan terazi ile tartılıyor. Günümüzde üretilmeyen ürünler ve reklamları da hem raflarda hem de duvarlarda sergileniyor.

“Dedem, dükkanı bin 750 sarı liraya aldığını söylerdi”

Bakkalın sahibi Ali Haydar Ayla, evin tek oğlu olduğu için babası yaşlandıktan sonra dükkanı işletmeye başladığını söyledi. Asıl mesleğinin Endüstri Mühendisi olduğunu anlatan Ayla, “Dedem, dükkanı bin 750 sarı liraya aldığını söylerdi. Buradaki nostaljik ortamı korumaya çalıştık. Müşterilerimiz bu dükkanı böyle sevdiklerini söylediler. Bir yenilik yapmış olsaydım, sıradan bir marketten farkım kalmazdı” diye konuştu.

“Benden sonra dükkanı işletecek yok”

Buraya ilk defa gelen müşterilerin, kendi çocukluklarını hatırladıklarını ve torunlarına bakkalı gösterdiklerini ifade eden Ayla, kendisinden sonra bu dükkanı sürdürecek birisinin olmadığının altını çizdi.

“Talebe göre ürün getiriyorum”

Kendi çeşitlerinin müşterinin talebine göre şekillendiğini vurgulayan Ali Haydar Ayla, şunları kaydetti:

“Bende o ürün yoksa bile not alır ve o ürünü getirtirim. O ihtiyaç devam ettiği sürece, artık marketin bir çeşidi olmuş olur. Daha önceden urgan çeşitlerimiz vardı. Artık talep ve urgan yapan usta olmayınca bu ürünümüzün satışını yapamıyoruz. Ayakkabı tamirat levhası satılıyordu. Onlara da talep kalkınca o ürünü de kaldırdık. Malı değiştiriyorum ama rafı değiştirmiyorum. İşimi severek yapıyorum.”

“Eski insan olduğumuz için buradan alışveriş yapıyoruz”

Başka ilçeden gelerek sürekli tarihi bakkaldan alışveriş yaptıklarını belirten 80 yaşındaki müşteri Ali Yeşilçimen, “Türkiye’de eşi yok. Başka marketlerde bizim ihtiyacımıza göre eski ürünler yok ama burada her şey var. Biz de eski insan olduğumuz için buradan alışveriş yapıyoruz” şeklinde konuştu.

76 yaşındaki Günay Şengönül ise “Doğduğumdan beri bu bakkal var. Bu civarda herkes bu bakkalı biliyor. Burada bir sürü ürün var ve hepsi eski yapıda. Benim çocukluğumda da bakkallar böyleydi şimdi de o yapı bozulmamış” ifadelerine yer verdi.